BEN ve MİMİM

Sevgili Itır tarafından hem ödüllendim hemde mimlendim :) Kendimle ilgili 7 ilginç şey anlatmamı istiyor... Buyrun bakalım ben ve 7 mimim..

1. 8 yaşındayken yazları o zamanın şimdiki Bodrum'u Florya Tesislerinde kalırdık. Kuzenlerimle ebelebeme oynarken ayağım merdivenlerde burkuluyor, dengemi kaybediyorum ve yandaki korkuluklardan tam 4 kat aşağıya uçuyorum. Kuzenim ayağımdan yakalamış ama elinde kalan sadece ayakkabılarım olmuş. Çok şükür düşerken ağaca takılıyorumda düşme hızım kesiliyor ve toprağa yumuşak iniş yapıyorum. Aksi takdirde yaşamam imkansızdı. Üstelik kafam ile beton arasında tam 2 parmaklık mesafe varmış. Ayaklar, kollar, kaburgalar aklınıza gelen tüm kemiklerim kırılmış. Üstelik düşme sırasında dilimide ısırıp koparmışım. İşin ilginci hastaneye beni sevgili Uğur Dündar götürmüş. O zamanki haber alma kokusuna bakarmısınız. Küçücük bir kız düşüyor ve adam anında olay yerinde bitiveriyor. Neyse, uzun lafın kısası 3 ay süren yaz işkencesini tahmin edebilirsiniz. O zamanlarki ilkel alçılarla geçen bir yaz mevsimi. Alçının altında pişen bir cilt. İnanın alçılarımı aldıklarındaki acıyı düşerken yaşamadım..Ve biliyormusunuz gerçektende insanın gözünün önünden hayatının film şeridi gibi geçme olayı var. 8 yıllık kısacık hayatım bile düşerken gözümün önünden geçti. O mistik anı hatırladığımda hala tüylerim diken diken olur.

2. Hayatımın en büyük acısı babamı kaybetmem olmuştur. Torununu görmek nasip olmadı ama en azından tek evladının mürvetini görebildi.

3. Hayatımın en büyük kaybetmişliğini sağolsun annem yaşattı bana. Lise sonrası en büyük idealim Floransa'ya gidip moda üzerine eğitim almaktı. Lisede şahane eskizler yapardım. Bayılırdı herkes. Söylemesi ayıptır giyimim ve kuşamımla hep dikkat çekmişimdir. Bu zevkimi yaratıcılıklada birleştirmekte pek bir ustaydım. Gel görki anne engelini aşamadım. Modacı olupda sürünecekmisin tezinin patenti sanırım birtek benim anneme ait. Halbuki ne kadar da sanatseverdir annem. Ama onun için moda sanata dahil olmuyordu işte. Ağladım, zırladım, tepindim nafile. Onların kızları işletme okuyacaktı ! Okududa bi bok oldu sanki..Anneeeee affetmiyeceğim seni bilesin !!!

4. Tuhaf bir görücü usulüyle evlendim. Annemler İstanbul'da konu üzerinde çalışırken bendenizde Paris'de özgür kız havalarındayım. Aslında hiç de Paris'den dönmeye niyetim yoktu. Meğersem arkamdan ne planlar hazırlanıyormuş. Annemin çok yakın bir arkadaşı beni kayınvalideme önermiş. Gerekli doneleri alan kayınvalideceğim oğlu için başlamış hummalı bir çalışmaya. Günlerdir süren 'ara!ara!' ısrarlarına dayanamayan kocacım en sonunda o zaman için en kıro tecrübeydi diye adlandırdığı işe kalkışır. Hiç yüzünü bile görmediği bendenizi arar. Kilometrelerce uzaktan hissedilen çekim gücü tam 15 gün sürer. Bu 15 gün süresince telefon başından sadece yemek ve malum ihtiyaçları gidermek için kalkılır. Eşim sonunda dayanamaz ve birbirimizi görmek için atlar Paris'e gelir. Görür görmez Eros'un okları ikimizinde icabına bakar. Pazartesi resmen tanışılmış, perşembe günü evlenme kararı alınmıştır bile. Akşam Türkiye'ye 'biz evlenmeye karar verdik' telefonları açılır. Kocamın ailesi sevinçten havaya, benimkilerde baygınlıktan yere kapanır. Hemen İstanbul'a alınan biletler, haftasonunda kıyılan nişan ve 2 ay içinde evlilik. Evliliğim hayatımda verdiğim en acele ve en doğru karardır.

5. Hayatımın en keyifli zamanları Paris'de geçirdiğim yıllarım oldu. Fransız ekolünden gelmenin yardımıyla yıllardır özlemini duyduğum Paris'de yaşama hayalimi gerçekleştirdiğim için kendimle gurur duyarım. Halbuki okulum bitmiş, iş hayatına girmişim ne işim var herşeyi elimin tersiyle itip Paris'e taşınmanın. O kadar tatlı olduki anlatamam. Ara sıra hala özlemle hatırlar, gözlerim dolar. Allahtan mutlu bir evliliğim varda burdaki zincirlerimi inceltmiyor :))

6. 80'li yıllarıma karşı müthiş bir bağım vardır. Şimdi Facebooklarda gezinen saçma salak 80'li yıllar kliplerini bizzat yaşamanın gururunu her daim taşırım :) Permalı saçlarım, Serpil Çakmaklı mandallarım, bele oturan kotlarım, kırmızı Converselerim, Bravo gençlik dergilerim, John Taylor posterlerim, o zamanlar olmayanı dövdükleri kilitli günlüğüm, walkmanim, Airport'da öğlenleri gidilen disko günlerim, uzaaar gideerrr...Bambaşkadır o zamanların büyüsü..

7. Hayatta en nefret ettiğim 2 şey var. Biri densiz insanlar, diğeride haksızlığa uğramak. Hani densizler vardır ya 'aaaa şekerim ne kadar zayıflamışın' ya da kilo alabileceğinizi düşünmeden 'canııım kaç aylıksın?' diyenler. Artık o an karşımdakine dalıp, saçını başını yolmak en büyük fantazim. Ama kahretsin ki öyle programlanılmadık işte. 'Hayır canım hamile değilim sadece 5-6 kilo fazlam var' dediğimde ben bile kendime inanamıyorum. Ikınıyorum ıkınıyorum ama her seferinde aynı cevap çıkıyor o ağzımdan.

Aklıma gelenler bunlar...Benimde ödülüm ve mimim ICONJANE yani sevgili Ferhan'a gidiyor. Anlat bakalım Ferhancığım hayatının en büyük 7 topiğini :)

Yorumlar

  1. Beyoğlunda Bap vardı.Böyle amerikan filmlerinde gördüğümüz cafeler gibi gelirdi bana.Seventy dergisini kollardım hep,bi de pen friendlerimiz vardı.Benim en sevdiğim Japon arkadaşalarımdı.Çünkü süper hediyeler gönderirlerdi.:)
    Bak nerelere gittim...

    Keyifle okudum..,teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  2. Bap'ı bilmezmiyim. benim okul istiklal caddesindeydi ve okulu kırdıkmı soluğu orada alırdık. hatta bi keresinde annem bile basmıştı Bap'ı :)))

    benim hiç pen friend im olmadı yaaa :( ama bol bol günlük tutardım :)

    YanıtlaSil
  3. Yazılarınız çok keyifli.
    80'li yıllara ilişkin madde süper!
    Genç kızlık dönemimi hatırladım. John Taylor gibi biri varken kızlar Simon'ın nesini beğenirler , hiç anlamazdım :)

    YanıtlaSil
  4. teşekkürler ebrus.

    dimi ya :)) bende anlamazdım hiç simon ın nesini beğenirler diye.

    YanıtlaSil
  5. merhaba...Seni okudukça seni tanımama ragmen giderek daha fazla seviyorum..ne kadar güzel anlatmışsın..kaza anını resmen yaşadım..benim eski patronumun senin süpermenin olusu ise cok komik geldi..Babana çok üzüldüm..Ne güzel ama en azından evlendiğini görebilmiş..Eşinle tanışma hikayene ise bittim..acaba bir gün benim de böyle bir hikayem olacak mı? cunku etrafımın baskılarından bana fenalık geldi..Herkes benim evlenemeyecegimi düsünüyor..bu konuyu kafaya takmayan ben bile artık kafaya takıyorum..Bazen anlattıkların bu konuda umut veriyor bana:) dilerim bu evliliğiniz hep böyle güzel süprizli geçer:) seni çok öpüyorum..

    YanıtlaSil
  6. capdelicino çoook teşekkürler :)

    eski patronunu çooook seviyorum :))

    evliliğe gelince, hiiiiiç o güzel kafana takma. bu melet kafaya takılmadımı geliyo sanırım :) dilediğin aşkı en kısa zamanda yaşaman dileğiyle..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Herhangi bir hakaret ve küfür içeren hiçbir yorum yayınlanmayacaktır.

Düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım.