Vanity Fair in Mayıs sayısında Emily Blunt son filmi The Young Victoria nın çekimlerinde gibi. Tutuculuğu ve şatafatı sevmemesiyle tanınan Kraliçe Victoria, Elizabeth den sonra tarihin en sevilen kraliçesiydi.. Filmi henüz görmedim ama kulağıma gelen eleştiriler hiç de fena olmadığı yönünde.
Vanity Fair çekimlerinde kostümlerin güzelliği fazlasıyla ön planda. Bu kıyafetleri kime giydirirseniz giydirin, eğer vücudunuz belli ölçülerdeyse ve yerinde bir makyaj ve saçla herkes prenses gibi gözükür. Couture ün tüm görkemli zenginliği gözler önünde. Günümüzde Couture sanatını layıkıyla yapan o kadar az sanatçı kaldı ki o yüzden tüm kıyafetlerin hangi modacıya ait olduğunu görür görmez anlıyorsunuz.
Dior tuvaletin güzelliği insanı büyülüyor. Dekor ile uyumu etkileyici. 
Christian Lacroix nın altın suyuna batırma kumaş ve bolero ceketle İspanyol esintisi yaratan tuvaleti gösterişli. 
Jean Paul Gaultier den bir başka İspanyol esintisi. Korsenin kumaş ve işleri dikkat çekiyor. 
Bu Chanel couture kışkırtıcı. Yelpazenin zerafeti ve Roger Vivier nin sanat eseri ayakkabılarıyla şahane bir görüntü. 
Armani Privé nin siyah beyaza kattığı bir pembe bu kadar mı zarif görünebilir..
Givenchy tek kelimeyle olağanüstü. 
Ve son olarak bir başka Dior Couture..Usta fotoğrafçı Michael Roberts tüm hünerini ortaya koymuş. Işık ve renkler kostümle müthiş bir uyum içinde.
Oldum olası dantel ve tül kumaşı hep çok beğenmişimdir. Bu yüzden favorim Givenchy. Harika bir elbise. Dior tuvaletlere hala ısınamadım. :)
YanıtlaSil