Nihayet Londra Moda Haftası için vakit ayırabildim. Fikirlerimi ve seçtiklerimi beğenmeniz dileğiyle :)
Antonio Berardi 'nin kan kırmızısı ve uçuk pembe renklerini, tül üstüne kondurduğu pırıltılı işlemelerini,
Bora Aksu 'nun çizgisini bozmamasını, ten rengi üstüne işleiği mavi ve lacivert tonlarını ve işlemelerini,
Burberry Prorsum 'un hardal renklerinin tümünü, çizgili bej ceketini, yine hardal renkli kabanın örgü kol detayını, çizgili ceket altına giyilen uyumsuz eteklerini, kemerlerini ve çok renkli çantalarını,
Mulberry 'nin lacivert/siyah taşlı ceketini, pastel renklerindeki maksi elbisesini ve çantalarını,
Christopher Kane 'in tül üstüne çok renkli ve desenli tünik ceketini ve V yaka beyaz elbisesini,
Temperley London 'ın beyaz transparan elbisesinin dantel ve işlemelerini,
Peter Pilotto 'nun tüm çapraz kesim elbselerini yani tüm koleksiyonunu,
Michael Van Der Ham 'ın kolaj bluzlarını, pembe gömleğini ve T-bant kumaş Christian Louboutin ayakkabılarını,
Matthew Williamson 'ın turuncu rengini, tül detaylarını ve Charlotte Olympia ayakkabılarını,
Mary Katrantzou 'nun insanı sarhoş eden renklerini ve abajur eteklerini,
Erdem 'in duman renklerini ve her zaman ki gibi tüm dantel ve tüllerini,
Giles 'in teatral sunumunu, metalik renklerini ve pudra renkli ipek saten elbisesini.
Mark Fast 'ın tığ örgülerinin zarafetini,
Roksanda Ilincic 'in kol kesimlerini ve siyah beyaz maksi eteğini çok beğendim.
Londra Moda Haftası daha giyilebilir kıyafetlerle her zamanki tarzının çok dışındaydı. Özgün tasarıma verdiği ağırlık eskiye oranla çok daha az. Renklerde sarının her tonu, yeşil ve mavi ağırlıkta. Kolaj ve çiçekli kumaşlar yine en gözdeler. 2012 New York Moda Haftası 'nın aksine pantalon boyları kısa, kesimler dar. Etek boyları ya mini ya da maksi. Her koleksiyonda görülen tül kumaşlar altın dönemini yaşayacak.
Antonio Berardi 'nin kan kırmızısı ve uçuk pembe renklerini, tül üstüne kondurduğu pırıltılı işlemelerini,
Bora Aksu 'nun çizgisini bozmamasını, ten rengi üstüne işleiği mavi ve lacivert tonlarını ve işlemelerini,
Burberry Prorsum 'un hardal renklerinin tümünü, çizgili bej ceketini, yine hardal renkli kabanın örgü kol detayını, çizgili ceket altına giyilen uyumsuz eteklerini, kemerlerini ve çok renkli çantalarını,
Mulberry 'nin lacivert/siyah taşlı ceketini, pastel renklerindeki maksi elbisesini ve çantalarını,
Christopher Kane 'in tül üstüne çok renkli ve desenli tünik ceketini ve V yaka beyaz elbisesini,
Temperley London 'ın beyaz transparan elbisesinin dantel ve işlemelerini,
Peter Pilotto 'nun tüm çapraz kesim elbselerini yani tüm koleksiyonunu,
Michael Van Der Ham 'ın kolaj bluzlarını, pembe gömleğini ve T-bant kumaş Christian Louboutin ayakkabılarını,
Matthew Williamson 'ın turuncu rengini, tül detaylarını ve Charlotte Olympia ayakkabılarını,
Mary Katrantzou 'nun insanı sarhoş eden renklerini ve abajur eteklerini,
Erdem 'in duman renklerini ve her zaman ki gibi tüm dantel ve tüllerini,
Giles 'in teatral sunumunu, metalik renklerini ve pudra renkli ipek saten elbisesini.
Mark Fast 'ın tığ örgülerinin zarafetini,
Roksanda Ilincic 'in kol kesimlerini ve siyah beyaz maksi eteğini çok beğendim.
Londra Moda Haftası daha giyilebilir kıyafetlerle her zamanki tarzının çok dışındaydı. Özgün tasarıma verdiği ağırlık eskiye oranla çok daha az. Renklerde sarının her tonu, yeşil ve mavi ağırlıkta. Kolaj ve çiçekli kumaşlar yine en gözdeler. 2012 New York Moda Haftası 'nın aksine pantalon boyları kısa, kesimler dar. Etek boyları ya mini ya da maksi. Her koleksiyonda görülen tül kumaşlar altın dönemini yaşayacak.
anlaşıldıki ben biraz newyork kızıyım aslında içinde beğendiğim koleksiyonlar var ama sanırım ben o soğuk duruşu pek sevmiyorum newyorkta ki gibi daha canlı koleksiyonlar beklemiyodum ama daha özgür kıyafetler beklerdim mesela...
YanıtlaSilkesinlikle aynı fikirdeyim. NY çok daha iyi geldi banda. ama Milan dehşetti onu hazıradığımda NY 'u satacaksın hemen :)
YanıtlaSilsevgili pelinciğim bir şey söylemek istiyorum, zerafet diye yazıyorsun hep ama aslı zarafettir, yanlış anlamayacağını düşünüyorum bu söylemimi. blogun muhteşem, seni seviyorum. :)
YanıtlaSilheyecanla bekliyorum bugün biraz baktım syle.com dan ama dedim yok şimdi pelin bunu postlar onda görmek daha bi heyecanlı :))
YanıtlaSilrica ederim sevgili adsız neden yanlış anlayım aksine teşekkür ederim uyarın için. düzelttim tekrar teşekkürler :) yine olursa böyle hataların lütfen beni uyar.
YanıtlaSilsadecebenemel dur sabırsızlanma :) bu postu hazırlamak uzun sürüyor o yüzden yeterli vaktim olur olmaz yazacağım :)
Antonio Berardi'i güzeeell..Bora Aksu iyiii...Burberry Ptotsum'u çok sevmem ama bu sezon güzelmişşş...Mulberry'nin çantalar gene mükemmeeel..Christopher Kane idare edeer..Temperley London da güzeell...Peter Pilotto'yu pek beğenmedimm...Michael Van Der Ham'ı da pek beğenmedimm...Matthew Williamson güzel gibi..Mary Katrantzou güzel ama önceki sezonu daha güzeldiii.....Erdem gene çook güzeeel..Giles'i o kadar beğenmediim...Mark fast'a bayılıyooooooooruuuuuuummmmm....Roksanda Ilincic eh :))
YanıtlaSil