FATOŞ SARIGÜL 'ün Paris Haute Couture GÜNCESİ !

Moda ve sosyete haberlerini takip edenleriniz Fatoş Sarıgül 'ün Paris Haute Couture Haftası boyunca önemli 3 davete katıldığını biliyordur. Davetler boyunca neler giydiğini nerelere gittiğini gördüğümde insanı imrendiren fotoğraflarının yanısıra neler yaşadığını ve düşüncelerini de merak etmiştim. Kamera önünde güzel fotolar var ama bunun kamera arkası nedir ? Nasıl hazırlandığından duyduğu heyecana ve davetlerden detaylara kadar herşeyi merak ediyordum. Kendisiyle sıcacık bir sosyal medya dostluğumuz olduğu için hemen kendisine 2 gün boyunca neler yaşadığını benimle dolayısıyla okuyucumla paylaşmasını rica ettim. Sağolsun hiç kırmadı. Ve işte karşınızda Fatoş Sarıgül 'ün kaleminden ve merceğinden Chanel 'in mücevher tanıtım daveti, ertesi günkü Chanel ve Elie Saab defileleri. Eminim okurken sizlerde benim kadar keyif alacaksınız.

" Bundan iki ay önce temmuz ayı başındaki Chanel yeni mücevher koleksiyonu tanıtımı ve Gala yemeği davetini aldığımda hem çok heyecanlandım, hemde koleksiyonu ilk görenlerden biri olacağım için çok sevindim. Mücevherle aramdaki bağ hobi olmaktan ileri profesyonel anlamda varolduğu için çok da meraklandım. Chanel’in son birkaç yıldır mücevher sektöründe yaptığı atılım dikkat çekici. Gala yemeğinin ertesi günü gerçekleşecek Chanel defilesine ve bir sonraki günkü Elie Saab Couture defilesine de davetliydim. Böylece her zaman severek gittiğim Paris bu sefer bende daha bir heyecan yarattı. Chanel İstinyepark mağazasından Gala gecesinde giymek için özel bir tuvalet istediğimde bana çok şık incilerle işlenmiş, gümüş rengi bir kıyafet önerdiler. Tereddüt etmeden aldım :) Kıyafetime uygun incili bir çanta da istedim ama maalesef uygun bişey bulamadık. Bende kıyafetin rengine uygun bir VBH ile kombinledim. Defilelerde giymek için özel bir alışveriş yapmaya gerek görmedim ve evdeki kıyafetlerimden hazırladığım bavulumla seyahate hazırdım ;) Bu arada beni kırmayıp seyahatte bana eşlik eden eşimde yemek için yelekli siyah bir takım elbise seçti. Ayakkabılarından kol düğmelerine kadar özenle hazırlandı :) Yemeğe tamam ama defile de beni unut diye de ekledi daha yola çıkmadan!




Chanel, seyahatimiz için her şeyi mükemmel organize etmişti. Bize eşlik eden Chanel Türkiye Genel Müdürü Cangül hanım, Charles De Gaulle’e indiğimiz andan itibaren, otele varışımıza, gece için hazırlanırken makyözden kuaföre kadar her şeyi ayarlamıştı. Ben saç ve makyaj konusunda biraz tutucu olduğumdan saçıma sabah uçağa gitmeden fön çektirmiştim ve makyajımı da kendim yapmayı tercih ettim. Otelde biraz dinlendikten sonra gece için hazırdık. Davetin yer aldığı Musee du quai Branly girişinden itibaren etkileyen atmosferiyle bizi hemen havaya soktu. Girişte herkese küçük el fenerleri dağıtılması herkeste bir şaşkınlık ve heyecan yarattı. Davetliler küçük gruplar halinde karanlık bir salona alındıktan sonra Chanel’in 1932 yılında yarattığı mücevher koleksiyonu fotoğrafları ile bir slayt gösterisi izletildi. Slayt gösterisinden sonra başka bir karanlık salona davet edildik ve burada başımızı yukarı kaldırdığımızda yıldızlı bir gökyüzü animasyonuyla karşılaştık. Kayan yıldızların efekti çok hoştu. Daha sonra da daire şeklindeki salonun duvarlarının hafif aydınlatılmasıyla duvarların ortasındaki vitrinlerde yer alan mücevherler ortaya çıktı. O an herkesin nefesi kesildi diyebilirim. Yıldızlar ve kuyruklu yıldızlardan ilham alınan koleksiyonda kullanılan D renk VVS1 kalite pırlantalar inanılmaz bir ışıltı yaratıyordu. Tasarımlarla taşlar son derece uyumluydu ve her kadın o mücevherlere aşık olurdu. Bende oldum. Elimizdeki minik el fenerlerinin işlevi ise,karanlık salonlarda önümüzü görmenin yanında,ilgilendiğimiz mücevheri daha fazla aydınlatarak incelemeye olanak sağlamaktı. Mücevherlerden ayrılmak istemesemde görevlilerin davetiyle Paris’i ve Eyfel’i çok güzel bir konumdan görmemizi sağlayan teras katına çıktık. Hafif esintili, ılık havada, klasik müzik eşliğinde ve Eiffel manzarasında şampanyalarımızı yudumlamak çok keyifliydi. Yemek için salona geçer geçmez, davette Chanel kıyafet giymeyi seçmiş pek çok kadın gibi bende pişti olduğumu gördüm :) Üstelik de üzerimdeki kıyafeti, benim fikrimce anoreksik seviyesinde zayıf 80 yaşında bir kadın giymişti :))) Neyseki kıyafetin yakışanı belliydi ;) (kötüyüm kötüüüü)



Yemekde füme somon ve havyarla başlayıp, özel şarap sosunda pişmiş levrekle devam eden ikramlar çok ama çok lezzetliydi! Aman kıyafet yakışsın diye o saate kadar aç duran ben, bakan baktı gören gördü, e fotoğraf çekimi de tamam diyerekten hepsini silip süpürdüm :))) Yemek boyunca mankenlerin üzerinde dolaşan mücevherleri teker teker inceleme şansımız oldu. Gerçekten Chanel’e mükemmel mücevher koleksiyonu için kocaman alkış. Bizimle aynı masada oturan Chanel pazarlama direktörü Patrick’den öğrendiğime göre, eylül ayında şu anda 80 parça olan koleksiyon 152 parçaya çıkacakmış. İlgilenenlere duyurulur !

Gecenin sonunda, yolculuğu o gün yapmanın verdiği yorgunlukla kendimizi otele attığımızda saat epey geç olmuştu ama ertesi gün saat 10’daki defile için erkenden dikildim. Tekrar giyin, saç baş, makyaj, kahvaltıya vakit kalmadı maalesef. Chanel defilesi için Grand Palais kamelya ağaçları ile donatılmıştı ve defilenin yapılacağı salona davetliler için Fransız cafe’si ambiansı yaratılmıştı. Defile girişinde,saçındaki incili Chanel aksesuar ve inanılmaz güzel yüzü ve gülen gözleri ile bir kız dikkatimi çekti. Pek çok kişi fotoğrafını çekiyordu. Bende çektim. Meğer kız Miroslava Duma’ymış :) Tanıştığmıza memnun oldum. Hakkaten hem güzel hemde tarz sahibi !





Defilede genelde herkes yine Chanel giyiyordu, ben hariç :) Böylece pişti olmadım :) Karl Lagerfeld yine harikalar yaratmıştı. Koleksiyon çok giyilebilir parçalardan oluşuyordu. Renkli payetli bir pantolonu gözüme kestirdim ;) Defileyi izleyenlere Chanel Mademoiselle parfüm hediye edilmesi de hoş bir jestti. Defile çıkışı Türkiye’den Chanel davetlisi olan hanımlarla birlikte eşimin davetlisi olarak Hotel Costes’da öğle yemeği yiyip biraz defile dedikodusu yaptık. Eşim Emir’de o sırada kendini kesti :) Eeee centilmen olmak kolay değil ;) Chanel davetlisi kafile aynı gün uçakla Türkiye’ye döndü. Ben ve eşim ise dostumuz Elie Saab ’ın defilesi için birgün daha kalıyorduk.

O gün öğleden sonra Elie’yi ziyaret için onun ofisindeydik. Hazırlıklar tam gaz devam ediyordu. Ekibin heyecan ve stresi tavan yapmıştı. Elie’nin de gözleri yorgunluktan şişmişti ve kıpkırmızıydı. Osmanlı’dan ilham alarak tasarladığı kıyafetleri görmek için can atıyordum ama Elie’yle bir kahve ve sohbet sonrası, meraklı bakışlarımla etrafı fazla taciz etmeden sessizce çıktık :)




Defile saat 12.30’da olduğundan rahatça kahvaltı ettik. Emir de ilk defilesine katılacaktı. Yol boyunca kaç dakika sürer, bak uzun sürmez di mi deyip durdu, uzun sürerse sıkılmaktan korkarak..Defile her zamanki gibi rötarlı başladı ve birbirinden mükemmel couture kıyafetler su gibi geçti önümden. Tek bir tane yoktu beğenmediğim, hepsi mi mükemmel olur! Gerçekten öyleydi..Hepsini giymek, masalda yaşamak gibi bir şey olurdu heralde..Dantelin ve nakış gibi incecik,zarif işlemelerin olduğu kıyafetler renkleri ile de muhteşemdi..Bence Elie Saab, couture’da bir numara,üstüne tanımıyorum..O gün akşam, Elie’nin evindeki özel davete katılmayı çok arzu ettiğim halde kalamadık. Eşimin işleri nedeniyle akşam İstanbul’a döndük. Uçakta aklımda ve hayalimde Chanel’in mücevherleri ve Elie’nin kıyafetleri uçuşaraktan, İstanbul’a konduk ! "


Su gibi aktı değil mi :) Fatoş Sarıgül 'e ilgisi ve bu güzel jesti için bir kez daha teşekkür ederim. Bundan sonra böyle birinci ağızdan özel anları sık sık konu edeceğim :)

*Bu yazının ve görsellerin tüm hakları ©ModaVeSosyete 'ye aittir. İzinsiz kullanımda yasal işlemlere başvurulacaktır.


Share

Yorumlar

  1. harika bir post bayıldım şimdiden 2 kere okudum bile.çok keyif verici.yazısındaki samimiyet harika.pelin bu yeni fikirlerinle her zamanki gibi bambaşka ve çok farklı özel bir blogun var.ben senide kıskanıyorum söyliim :d

    YanıtlaSil
  2. selin'e katılıyorum burası artık blog değil adeta bir dergi tadında.hergün en az 40 kere refrsch tuşuna basıyorum halim fena :D

    fatoş hanıma bende teşekkür ederim. çok şeker sanki karşısında bir arakadaşı varmış gibi anlatmış.gitmiş yaşamış kadar oldum.ellerine sağlık.elbisesi çok güzel çok yakışmış.ayakkabıları sevmedim ama bu eleştiri yazısı değilk o yüzden susuyorum.bunun gibi daha kimbilir ne postlar gelecek şimdiden heyecanlandım.

    YanıtlaSil
  3. Çok sıcak ve samimi bir yazı olmus...
    Keyifle okudum Fatoş Hanıma ve Pelincim sana tesekkurler ve sevgiler :))

    YanıtlaSil
  4. evet pelincim alkışlar sana harika bir post harika bir blog hergün heyecan la acaba bugun ne var diye açiyorum blogu ____________

    YanıtlaSil
  5. Nasi kiskandm nasil kiskandm anlatamam tansiyonum düstü galiba ahhh keşke bende gidebilseydim defilelerden birine :D

    YanıtlaSil
  6. Cok sicak ve samimi bir anlatim. Fatos hanima tesekkurler. Cok guzel bir post olmus

    YanıtlaSil
  7. Bu blogun farkinin ortaya koydugu postlardan biri olmus tebrik ederim Pelin. Fatos Hanim da gayet sempatikti, boyle seyahatlerinin devamini dilerim. Ancak benim takildigim nokta, doktora yapan ve bir universitede ogretim gorevlisi sifatiyla ders veren birinin baglac olan de'nin ayri yazilacagini bilmemesi. Umarim bir yanlislik olmustur ve aslinda var olan bosluklar gozukmuyordur; yoksa bu vahim hata kabul edilemez olurdu.

    YanıtlaSil
  8. çok başarılı bir blog yazısı olmuş, bu fikir için sizi ve samimi yazısı için fatoş hanımı kutlarım

    sevgiler

    YanıtlaSil
  9. Yaziyi cok begendim bir o kadar da kiskandim :) Yalniz takintili biri olarak "de" yanlis olarak ayri yazilmis ona taktim!

    YanıtlaSil
  10. Fatos hanim cok hos.. Adsiz in yazim hatasi hakkindaki yorumuna katiliyorum...Genelde hep ben buna takik yorum yaparim, demek baskalarinin da dikkatini cekiyomus. Yalniz olmadigimi bilmek guzel cunku bu ufak gibi gorunen ancak gercekten cok onemli bir detaydir. Bloglarda ne yazdiginiz kadar nasil yazdiginizda cok onemli.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  11. Ya millet neye takilmis hayretsiniz :) Fatos hanima bayildim.Anlatimi,samimiyeti hersey harika. Gercekten gitmis kadar oldum ellerine saglik.Ayrica elbisesinede bayildim cok guzel gorunuyor.Zarif bir hanimefendi.

    YanıtlaSil
  12. Vallahi her bir satırı ve kelimeyi keyifle okudum.Ben ki çok uzun yazılara gelemem, sıkılırım okumaktan.(Ama kitap okumaya bayılırım orası ayrı:)) O ne güzel anlatım öyle. Fatoş hanıma bir kez daha bayıldım. Her 2 kıyafeti de pek beğendim kendisinde. Pelin sen de iyi ki varsın böyle ilk ağızlardan ve senden okumak (yani herkes bir şeylere vesile oluyor sende onlardansın işte) nasıl bir lezzet anlatamam. Fatoş Sarıgül'e de sana da teşekkürler Pelinim.

    YanıtlaSil
  13. Ya resmen senin bağımlın oldum ben Pelincim. Bu nasıl tatlı bir anlatım, bu nasıl heyecanlı ve güzel bir paylaşım. Çok teşekkür ederiz. Okurken sanki ben de Fatoş hanımla yanyanaydım. Miroslava'yı da çok beğenirim. İncili saç süsüde pek bir yakışmış bu minyon güzelliğe.

    YanıtlaSil
  14. Miroslawa'nin ceketi ve ayakkabisinin markasi ne acaba? Bayildim!

    YanıtlaSil
  15. Yorum yapmayacaktım ama şu "de" bağlacına takılanları görüp de, yazının güzelliğinden, bu cesaretten ve samimiyetten dem vuracağına, buna takılıp moral bozanlara inat, Fatoş Hanım'a teşekkür edesim geldi. Çok hoş ve samimi bir yazı olmuş. Bizleri güzel bir şekilde temsiliniz ve bu paylaşımınız için, içten bir teşekkürler ...
    tuba

    YanıtlaSil
  16. bayıldımm, cok keyifli bir yazı. kendimi orda hissettim gercekten :)

    YanıtlaSil
  17. bu kadar iyi niyetle ve heyecanla yazılan, hazırlanan bir postu sırf de'ler neden ayrı yazılmamış diye eleştirmek çok acı. aynı hatayı bende yaparım ama söylemekten söylemeye de fark var. o farkı bilmeyenlerin hiçbirini yayınlamadım bilesiniz. güzel dile getirenlere ise uyarıları için teşekkür ederim. bundan sonra daha dikkat ederim (Z). terbiye sınırlarını aşan yorumlarda bunu bir nevi evime misafir edilen birine yapılan terbiyesizlik olarak algılıyorum ve üzülüyorum.

    bazı yorumlarda fatoş sarıgül 'ün eşinin işi ne diye sorulmuş ki bunlar iyi niyetli yorumlar değil. bir kadının maddi durumu için hala öncelikle eşine bakıldığı devri yaşadığımızı görmek üzücü. fatoş sarıgül 'ün ailesi altınbaş takıların sahibidir. dolayısıyla eşinin maddiyatına ihtiyacı olmayanlardan. daha ne diyim bilemedim.

    YanıtlaSil
  18. EvrimKuzey11 Temmuz, 2012

    Ellerinize saglık.. cok keyıfle okudum.

    Pelinim.. attıgın her yenı adımla sen bambaskasın.

    YanıtlaSil
  19. Fatos hanım o kadar samimi ve içten anlatmış ki yaşadıklarını, beni nasıl etkilediyse akşam onu rüyamda gördüm, kalabalık bir ortamda aynı masada oturuyorduk, masada benden başka kimse kendisini tanımamıştı, Chanel ve Elie defilesiyle ilgili konuşmaya başladık herkes şaştı kaldı:)) hahah hala gülüyorum rüyama ama kendisini gerçekten çok beğeniyorum..

    YanıtlaSil
  20. Bu kadar imla hatalarına takılmak niye? Türk Dil Kurumuna veya okullara eğitim amaçlı hizmet veren bir blog değil, bir kurum değil burası. Sadece kafamızı dağıtıyoruz, hayatın getirdiği stresli dakikalardan hiç olmazsa bir nebze bu bloglar sayesinde kafamızı azıcık dağıtıyoruz, eğleniyoruz,kendi yapamadığımız bazı şeyleri yapabilen insnaların paylaşımlarını okuyoruz yeri geliyor güzel dakikalar geçiriyoruz. Varsın -de, -da bitişik yazılsın, ayrı yazılsın nolacak. Allah aşkına ne öğretmneler var çocuklarımıza eğitim veriyor, ilkokullarda, liselerde daha Türkçeyi konuşamıyorlar, doğu aksağanıyla telafuzlar bu memlekette takılacak çoook farklı şeyler var daha bunlar olsa keşke tek takıntı(!)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha güzel olması için belirtmek, eleştirmek neden kötü, kaba bir şey olsun?

      Selin

      Sil
  21. Ben en ufak bir öneri veya rahatsizlik belirtilmesinden sonra herkesin( Pelin Hanim dan bahsetmiyorum) aman yazi cok samimi, yok konuk cok minnos niye takildiniz, keyfimizi kacirdiniz diyenleri anlamiyorum. Bence günlük bircok gazete ve moda dergisinden daha kaliteli bir blog ve Pelin Hanim her türlü ilgimizi, fikrimizi söylememizi hakediyor.

    YanıtlaSil
  22. Bazı yorumcuların dillerine sahip çıkıp, hiç bir hakaret içermeden yaptıkları bir gramer eleştirisi neden bu kadar tepki çekti anlamadım.

    Yazıyı yazan kişi ülkemizin önde gelen ailelerinden birine mensup, iyi eğitim gördüğü her halinden belli, zarif, şık ve bakımlı genç bir kadın. Bu meziyetlere sahip birinin ilkokulda öğretilen en temel gramer kuralına riayet etmemesi dikkat çeker.

    Üstelik kapıcıya hitaben yazılan '2 ekmek, 1 süt' notundan bahsedilmiyor burada. Bu blogun bin altı yüz küsur üyesi var. Üye olmayanlarla bu sayı iki bini geçiyordur.

    Fatoş Sarıgül dilini istediği şekilde kullanma hatta hata yapma özgürlüğüne sahip. Fakat bir hata yapıldığında bunu eleştirmek ve doğrusunu göstermek ayıplanacak, kınanacak bir şey değil.

    Çıplak olan kralı değil de, kralın çıplak olduğunu söyleyen çocuğu yadırgamak niye???

    YanıtlaSil
  23. Eee yazının samimiyetinden ne götürüyor tüm bu dediklerin? Keyfimiz kaçtıysa da kaçtı, bir dahakine iznini alırız keyfimiz kaçmadan tövbe tövbe

    YanıtlaSil
  24. Bence en dogrusunu yapmissin Pelincim belliki bazi yorumlari yayinlamamissin,gramer hatasi konusu disinda eminim baska negatif yorumlarda olmustur , bu postta senin misafirin oldugu dusuncesine bende katiliyorum ama uzun elbisenin altindan o ayakkabilarin goruntusunu hic begenmedigimi soylemeden gecemiycem.Onun disinda Chanel elbise guzel fakat gunduz defilelerindeki kombinler vasat diyorum.Sevgiler !

    YanıtlaSil
  25. Fatoş Sarıgül12 Temmuz, 2012

    Merhaba,
    Yazimla ilgili yorum yapan herkese cok tesekkur ederim. Dogrusu bazi yorumlari okurken cok guldum :) Turk milleti olarak oyle titiz ve mukemmeliyetciyizki haklisiniz tabi -de baglaci da onemli. Ben edebiyatima guvenirim. Son yillarda yaptigim tum akademik calismalarimi ingilizce yapiyor olsamda, turkcem de son derece iyidir. Bildigim kadariyla turkcede -de,-da baglaci cumle icerisinden kaldirildiginda cumle anlamini yitirmiyorsa ayri,cumle anlam degisikligine ugruyorsa birlesik yazilir. Bu kurala gore,yaziyi tekrar inceledigimde, iki sayfalik yazida uc -de,-da kullanim hatasi buldum. Biri tamamen yazim hatasi,digerleriyse haklisiniz, yanlis kullanim. Yaziyi yazarken,sonucta modavesosyete.blogspot.com'u hepimizin eglenmek icin takip ettigi bir blog olarak dusundugumden,ozensiz yazdigimi kabul ediyorum. Donup tekrar okumak geregi bile duymadim. Ama Pelin'cim seni kutluyorum,blogunu son derece ciddiye alan,akademik anlamda inceleyen takipcilerin de var! :))Tebrikler arkadasim ;) Beni seven, sevmeyen, begenen, begenmeyen herkese sevgiler..Hayat guzel arkadaslar,fazla takilmayin, tadini cikarin ;)

    FS

    YanıtlaSil
  26. Merhaba,
    Oncelikle belirteyim, ben de 'de' ve 'ki' konusunda hassas bir insanim:) Ama sanirim bazi okurlarin tepkisi, 'de'ye degil, genel olarak hayata karsi bir tepki:)... Fatos Sarigul'u tanimiyorum ama yazdigi cevaba BAYILDIM. Bu kadar guzel bir cevap yazilabilir; hem neseli, hem saygili, hem 'cool'. Bravo. Sevgiler, Nazli

    YanıtlaSil
  27. aynen fatoş sarıgulün cevabına bayıldım işte budur kendine olan özgüven ve kalite ___________

    YanıtlaSil
  28. Cok guzel bir post olmus, soluksuz okudum. Darisi basima dedim :))

    http://fashiononboard.net

    YanıtlaSil
  29. Biraz geç bir yorum ama, cok guzel olmuş. Fatoş hanımı zaten cok begenirdim. İncili elbisesi ile prenses gibi olmuş. Moda konusunda bu tür deneyimlerini yine paylaşırsa seve seve okuruz Pelin hn sayesinde. Hele su yaz günlerinde magazin dunyası iyice ucuzladı. Moda dergileri bile malesef malzemesizlikten sanki kendilerini tekrarlıyorlar. İyi ki bu blog var. Ruhum besleniyor. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  30. Cok guzel bir post, fatos hnm ve pelin hnm emegine, ellerine saglik . de, da gibi gramer hatalarina bu kadar takilmamak lazim. Asil konumuz modaya donsek daha iyi olmazmi? Fatos hnm secimlerine bayildim hele o incili chanel elbise bir icim su. Kendisine kalpcikler gonderiyorum. Bir daha ki moda haftasinda kendisinden buna benzer postlar(detayli ve aktuel) bekliyorum :-)))

    Sevgiler. Ayse

    YanıtlaSil
  31. Fatos Hanimin yazisi icin hem kendisine hem de Pelin Hanim`a herkes adina bir kere daha tesekkur etmek isterim. Daha once hic bulunmadigim bir etkinligin arka planini bu samimi ve keyifli anlatimiyla adeta yasama firsati buldum. Zaten kendisi begendigim ve takdir ettigim bir isimdi. Yazi ise uzerine hicbir sey soylenemeyecek kadar guzel. Dolayisi ile `tekrar tesekkur etmek` haricinde diyebilecegim bir sey yok ☺ Ancak benim de dikkat ettigim bir sey olan Turkcemizi guzel kullanmak konusuyla ilgili bir kac kelime etmek isterim ki umarim paylasirsiniz.

    Bu kadar isin arasinda bununla ugrastigima inanamiyorum ancak☺ burasi takipcilerinin sadece hos vakit gecirmek icin cerezlik baktigi bir yer degil; blog sahibesi ile gonul bagi kurmus; kendimizi ait hissettigimiz bir ortam. Yeri geldi Pelin Hanim`a en yakin arkadasimiz gibi sorular sorduk; yeri geldi ailemizden biri gibi hayatina dahil edildik; mutluluklarina sevindik. Dolayisi ile `burayi sadece moda paylasilan bir yer gorun; fazlasini beklemeyin` yaklasimini incitici buluruz. Zira burasi oyle bir seye indirgenemez bizim gozumuzde.

    Fatos Hanim da egitimi ve kisiiligi ile pek cogumuzun saygisini kazanmis bir isim. Cevabindan da kompleksli olmadigini gorup bir kez daha takdir ettik. Bu nedenle kendisi icin degil; ama hazir konusu acilmisken burada yazim hatasiyla ilgili cekinceleri `ne var ki bunda?` diye yaklasan herkes icin, hic olmazsa bundan sonra dilimizi nasil hatasiza en yakin kullanabiliriz adina rehber olmasi amaci ile paylasmak isterim. Zira burada paylasilan tek bir bilgi ile bile bir insanin yazimi degisse hep birlikte yine guzel bir seyi basarmis oluruz.



    Bir kucuk not da; bu yazim hatalari, `burasi akademik bir yer degil, uzerinde calisilmadi` diye dusunen kisiler icin eklemek isterim. Baglac olan de`yi’ ki`yi dogru yazmak bir cabanin mamulu degildir, zaten refleks olarak yazilir. Uzerine dusunmezsiniz dahi. Sonucta yazida `bir sey` ifadesi `bisey` olarak yazilmis, `degil mi` ifadesi `di mi` olarak yazilmis. Bunlari samimi konusma dili olarak gorup yazim hatasi olarak kabul etmedik zaten. Sadece baglac olan de-da yazimi cok temel bir kuraldir; ve bitisik/ayri yazilmasi gunluk konusma diliyle alakali degildir. Bu kural zaten sadece yazimda gorulebilinir. Bu; gozden kacirilmamalidir.

    Sonuc olarak –konumuzla alakali- tesbit ettigim 12 hatayi Fatos Hanim`in ve Pelin Hanim`in anlayisina siginarak paylasmak isterim:



    1. `hemde` bitisik yazilmis `hem de` olarak ayri yazilmaliydi

    ` hem çok heyecanlandım, hemde koleksiyonu ilk görenlerden biri olacağım için çok sevindim.`


    2. `esimde` bitisik degil ayri yazilmaliydi.

    ` Bu arada beni kırmayıp seyahatte bana eşlik eden eşimde yemek için yelekli siyah bir takım elbise seçti.`

    3. `defile de` ayri degil bitisik yazilmaliydi.

    Yemeğe tamam ama defile de beni unut diye de ekledi daha yola çıkmadan!


    4. `bende` kelimesi `ben de` olarak bitisik yazilmaliydi

    ` ve her kadın o mücevherlere aşık olurdu. Bende oldum`


    5. `istemesemde` kelimesi `istemesem de` olarak ayri yazilmaliydi.

    ` Mücevherlerden ayrılmak istemesemde görevlilerin davetiyle Paris’i ve Eyfel’i`


    6. `bende` kelimesi `ben de` olarak ayri yazilmaliydi.

    `davette Chanel kıyafet giymeyi seçmiş pek çok kadın gibi bende pişti olduğumu gördüm`


    7. `neyseki` bitisik degil `neyse ki` olarak ayri yazilmaliydi.

    ` Neyseki kıyafetin yakışanı belliydi


    8. `yemekde` kelimesi `yemekte` olarak yazilmaliydi.

    `Yemekde füme somon ve havyarla başlayıp, özel şarap sosunda`


    9. `bende` bitisik degil `ben de` olarak ayri yazilmaliydi.

    `Pek çok kişi fotoğrafını çekiyordu. Bende çektim`



    10/a.`hemde` olarak bitisik degil: `hem de` olarak ayri yazilmalidyi.
    10/b. `hakkaten` degil `hakikaten` yazilmaliydi.

    .Hakkaten hem güzel hemde tarz sahibi !`



    11. `Emir`de degil `Emir de` olarak ayri yazilmaliydi.

    ` Eşim Emir’de o sırada kendini kesti`


    12.`birgun` degil `bir gun` olarak ayri yazilmaliydi.

    dostumuz Elie Saab ’ın defilesi için birgün daha kalıyorduk.


    Herkese sevgiler
    T

    YanıtlaSil
  32. ben bu stres altında bişicik yazamam söyliyim :) bu ne yahu ? teşekkürler sevgili T vaktini harcamışın eğitici bir yorum yazmışın ellerine sağlık. ama ben içimden nasıl gelirse öyle yazıyorum. reflekslerim iyi değil türkçem hiç iyi değil demek ki. sayenizde yazı yazmaktan korkar hale geldim teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  33. Çok keyifli bir post olmuş; hem blog sahibi sevgili Pelin'in hem de Fatoş Hanım'ın ellerine sağlık. Fatoş Hanım'ın giyimini, tarzını zevkle takip ediyorum.

    Feride

    YanıtlaSil
  34. Sevgili T

    Merak ettim de senin isin gucun yok mu? Bu kadar egitici bir yoruma hic gerek yoktu.

    Selin

    YanıtlaSil
  35. Sevgili T, sen bence Pucca denen kadının boguna bir bak ve uzun uzun imla düzelt :) Hatta kitaplarına da el atabilirsin çünkü her şey yanlış yazıyor her şey! İmladan eser yok.
    Bir de Allah rızası için bir Q klavye al, Türkçe karakterlerin yok deli oldum okurken.

    YanıtlaSil
  36. Harikulade bir yazıydı, bir nefeste okudum. Şimdi fotoğraflara tek tek, dikkatle bakma vakti... Mükemmel! Fatoş Sarıgül'e ve ModaveSosyete blogunun sahibesi Pelin'e sonsuz teşekkürler!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Herhangi bir hakaret ve küfür içeren hiçbir yorum yayınlanmayacaktır.

Düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım.